DİŞ SIKMA TEDAVİSİ
Diş sıkma tedavisi genellikle çok ağır vakalarda yapılmaktadır. Özellikle küçük yaştaki çocuklarda görülen diş sıkma sorunu zamanla kendiliğinden geçmektedir. Yetişkinlerde ise bu sorun daha az görülmekte ve rahatsızlık vermektedir. Ancak çok nadir olan hastalarda diş sıkma sorunu ağır seyretmekte olduğu için tedavi gerektirir. Çok fazla diş sıkan ve diş gıcırdatan kişilerde, dişlere zarar verme, çenenin çok fazla sıkılmasına bağlı olarak alın bölgesinde ve çene kısmında ağrıların yaşanması gibi birçok sorun meydana gelebilir. Bu durumda alanında uzman bir hekimle görüşülerek, akıllı diş yaklaşımları, ilaçlı tedaviler ve terapi yoluyla tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Diş Sıkma Nedir?
Diş sıkma, bu rahatsızlığı yaşayan kişilerin uyku sırasında veya uyanıkken diş sıkma, diş gıcırdatma ve çene kapama gibi sorunları kapsayan bir rahatsızlıktır. Özellikle uyku sırasında diş sıkma rahatsızlığı yaşayan kişilerin, uyku apsesi gibi rahatsızlığı olması söz konusudur. Bu rahatsızlık uyku sırasında gerçekleştiğinde, nefes alma, horlama gibi durumların zorlaştığı gözlemlenmektedir. Diş sıkma rahatsızlığı hafif düzeyde olabildiği gibi, bu konuda ciddi rahatsızlığı olan kişilerde görülmektedir. Genellikle hafif vakalarda herhangi bir tedavi uygulanmamaktadır. Ancak ağır olan vakalarda birçok sorun meydana geleceği için, tedavi edilmesi gerekir. Diş sıkma rahatsızlığının ağır olan vakalarda gösterdiği etkilerden bahsedilecek olursa;
- Baş, çene ve alın bölgesinde ciddi anlamda ağrılara neden olabilir.
- Genellikle birçok kadın ve erkeğin rahatsız olduğu kare yüze ve çene bozukluklarına neden olmaktadır.
- Çok fazla diş sıkma ve gıcırdatma eylemi dişlerde ciddi hasarlara neden olabilir.
Diş Sıkma Belirtileri Nelerdir?
Diş sıkma yani tıp dilinde bruksizm, hastalarda farklı belirtiler göstermektedir. Bu belirtiler dikkate alınarak, hastanın hangi düzeyde diş sıkma rahatsızlığı olduğu belirlenmektedir. Ağır vakalarda mutlaka tedavi gerektiren uygulamalar yapılmalıdır. Yaşam kalitesini düşürmesi bakımından ve sağlığa zararı dikkate alındığında, tedaviye hemen başlanılması gerekiyor. Diş sıkma tedavisi gerektiren durumlar ve bu rahatsızlığın belirtilerinden bahsedilecek olursa;
- Hastada uyku bozukluğunun yaşanması, uyku partnerini rahatsız edecek şekilde diş gıcırdatmasının yaşanması durumu
- Çok fazla baskıya bağlı olarak, dişin farklı katmanlarında görülecek şekilde diş minesinde hasarın meydana gelmesi
- Dişlerin birbirine kenetlenmesi sonucu artan diş ağrısı ve bu nedene bağlı olarak bakımsız, yontulmuş ve gevşemiş dişlerin meydana gelmesi
- Çene kısmında, boyun ve başlarda, diş sıkma nedeni ile ağrılar ortaya çıkar.
- Çok fazla çene sıkma nedeniyle yorgun ve kasılan çene kasları meydana gelmektedir. Tam kapanmayan ağız ortaya çıkar.
- Çok fazla diş sıkma nedeniyle ağzın iç yanak kısımlarında yaralar meydana gelir.
Diş Sıkma Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Diş sıkma tedavisi öncelikle diş hekimlerinin muayenesi sonucunda tanı koyması ile başlamaktadır. Diş hekimleri hastada, diş sıkma rahatsızlığının meydana gelmesine bağlı olarak gözlenen belirtileri inceleyerek bu kararı verebilir. Öncelikle az belirti gösteren ve tedavi gerektirmeyen diş sıkma rahatsızlığı kontrol altında tutulmalıdır. Hastalarda 2. ve 3. muayenelerinde dişlerde ve ağız içinde diş sıkma rahatsızlığına bağlı olarak ciddi belirtiler gözlemlenebilir. Böylelikle diş hekimleri gerekli tedavi yöntemlerini hastalara önerebilir. Diş hekimi hastalarda bu belirtileri gözlemlediği zaman, bazı sorular sorarak rahatsızlığın altında yatan nedeni öğrenmeye çalışacaktır. Diş sıkma rahatsızlığının nedeninin tam olarak belirlenmesi, bu rahatsızlığın boyutu hakkında fikir sahibi olmayı kolaylaştırır. Örneğin, çene kaslarında kasılmalar, dişlerde deformasyonlar gibi belirtiler, hastalarda ciddi diş sıkma rahatsızlığı olduğunu göstermektedir. Bu sayede düzenli olarak yapılan kontroller, diş sıkma sorunlarının ortadan kaldırarak ciddi rahatsızlıkların önüne geçmeye yardımcı olur.
- Published in Genel
DİŞ SIKMA BOTOKSU NEDİR?
Diş sıkma botoksu nedir sorusu, sosyal medyada popüler olan konular arasında yer almaktadır. Çene kasına yapılan botoks işlemidir. Özellikle diş gıcırdatan ve diş sıkma gibi sorunlar yaşayan kişilerin tercih ettiği bu yöntem ile birçok sorun ortadan kalkabilir. Genellikle bu sorunu yaşayan kişiler, gece ve gündüz diş sıkma gibi sıkıntılar çekmektedir. Böyle bir durumda hem estetik bakımdan hem de sağlık açısından ciddi sıkıntılar ortaya çıkabilir. Uzun süre diş sıkma gibi sorunlarla karşılaşan kişilerde, estetik olmayan kare yüz meydana gelebilir. Özellikle bu erkeksi görünümden rahatsız olan kadınlar, diş sıkma botoksu ile bu görüntünün ortadan kalkmasını isteyebilirler. Yapılacak operasyonlara diş sıkma botoksu denilmektedir.
Diş Botoksunun Yapılmaması Durumunda Nasıl Zararlar Meydana Gelir?
Birçok kişi diş sıkma botoksu nedir, hangi durumlarda yapılır gibi sorulara cevap aramaktadırlar. Çene kasma ve diş gıcırdatma gibi sorunlar yaşayan kişilerde, bu durumun tedavisinin yapılmaması hâlinde birçok zarar meydana gelebilir. Kişilerde oluşabilecek zararlardan bahsedilecek olursa, şu şekilde açıklanabilir;
- Çene kasma gibi problemlerin meydana gelmesi, kulak ağrılarına ve ağrı kaynaklı kulaklarda iltihaplanmalara neden olabilir.
- Geceleri sürekli olarak diş gıcırdatma ve diş sıkma gibi problemlerin yaşanması durumu, dişlerde kırılmalara, aşınmalarına ve protez dişlerde hafriyatlara neden olabilir.
- Diş sıkma problemleri yaşayan kişilerde sürekli olarak çene kısmına yoğun baskı uygulandığı için, başın birçok bölgesinde ağrılara neden olabilir.
- Tüm bu ağrı ve sızıların meydana gelmesinden kaynaklı olarak kişilerin yaşam kalitesinde düşüş gözlemlenir. Rahat uyku uyuyamama gibi sorunlar yaşayan kişilerin, halsiz ve yorgun görüntüsü dikkat çekmektedir.
Diş sıkma botoksu sayesinde yaşanan bu olumsuz durumların birçoğu kolay bir şekilde atlatılmaktadır. Uygun tedavinin yapılması için, en kısa zamanda alanında uzman birinden yardım alınması doğru bir tercih olacaktır.
Diş Sıkma Botoksu Nasıl Yapılır?
Diş sıkma botoksunu uzman kişiler tarafından yapılması gerekir. Çünkü botoksta kasa için ne kadar botoks kullanılacağı, seans sayısı ve hastaya botoksun nerede yapılacağı gibi konular kişilere özel olarak belirlenmektedir. Doğru dozda ve iyi bir uygulama ile yapılmayan botokslar, hastalarda yemek yiyememe gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle ehil ellerde botoks işleminin yapılmasına dikkat edilmelidir. Tüm bu noktaların yanı sıra, doğru bir şekilde yapılan diş sıkma botoksu 5-10 dakikalık bir süreyi kapsamaktadır. Ağrısız şekilde gerçekleşir. Genel olarak toplam 3 seansta tedavi tamamlanmaktadır. Seans arasında 3 aylık bir süre geçer. Bu botokslar sayesinde diş sıkma nedeniyle dişlerde oluşan sorunlar ve çene kasının fazla kasılmasından meydana gelen durumlar, ciddi anlamda azaltılmaktadır.
Diş Sıkma Botoksunun Yapılmasının Ardından Nasıl Yan Etkiler Gözlemlenir?
Diş sıkma botoksu nedir ve kaç seansta yapılır gibi soruların yanında botoks sonrası gelişebilen yan etkilerde merak edilen konular arasında yer almaktadır. Genellikle bu rahatsızlığı yaşayan kişilerde, ilk seansın rahatlattığı ve botoksun etkisini gösterdiği gözlemlenir. Düzenli olarak yapılan tedaviler sonucunda, diş sıkmaya neden olan masseter kasının etkisi daha makul seviyelere çekilir. Genellikle ilk seans sonrası 4-7 günlük süre zarfında, seansın etkileri görülmeye başlanır. Bu tedavi sonrası ağız açma kapama, yemek yemek gibi işlemleri yaparken, daha güçsüz hissedilme durumu gayet normaldir. Birkaç güne bu güçsüzlük durumu geçecektir. Diş sıkma botoksu ciddi anlamda rahatsızlığı olan kişileri, rahatlatan bir uygulamadır. Bu botoks yapılırken göz ve alın bölgesi, kas arası gibi alanlara da botoks yapma işlemi doğrultusunda istekte bulunabilirler.
- Published in Genel
DİŞ HASSASİYETİ NEDEN OLUR?
Diş hassasiyeti neden olur gibi konular ciddi anlamda merak edilmektedir. Diş hassasiyeti çok sık rastlanan bir sağlık sorunudur. Tedavi edilmesi gerekir. Aksi takdirde yaşam kalitesini etkileyecek düzeyde rahatsızlık verebilir. Çok sıcak ve çok soğuk yiyeceklerin tüketilmesi, kola ve asitli içeceklerin içilmesi gibi durumlarda dişlerde kamaşma meydana gelebilir. Araştırma yapıldığında bu rahatsızlığın 20-50 yaş arası insanlarda daha sık rastlandığı görülmektedir. Diş hassasiyeti genellikle dişleri kapsayan dentin zarar görmesinden kaynaklanmaktadır. Bu rahatsızlığı yaşayan kişiler, hiç vakit kaybetmeden diş hekimine muayene olmalı ve diş hassasiyetini ortadan kaldırmalıdır. Düzenli olarak günlük ağız bakımını yapan kişilerde, diş hassasiyeti ciddi anlamda azalmaktadır. Hekim ile görüşerek bu problemlerin azaltılması konusunda yardım alınması büyük önem taşımaktadır.
Diş Hassasiyetine Neden Olan Başlıca Sebepler Nelerdir?
Diş hassasiyeti neden olur ve başlıca sebepleri nelerdir kısaca bahsedilecek olursa;
- Diş iltihapları diş etine zarar vermektedir. Özellikle bakteri kaynaklı olarak gelişen iltihaplar, diş kökünün korumasını ortadan kaldırarak, diş hassasiyetine neden olmaktadır.
- Diş hassasiyetine neden olan bir diğer etken ise diş eti çekilmeleridir. Diş etinin çekilmesi ile diş etlerindeki hassas sinirler ortaya çıkar. Böylece diş, dış etkileri açık hâle gelir. Bir durumda diş hassasiyetinin oluşması kaçınılmazdır.
- En sık karşılaşılan diş hassasiyeti nedenleri arasında diş kırıkları ve çürükler yer almaktadır.
- Sürekli olarak diş gıcırdatan insanlarda, diş hassasiyeti gözlemlenmektedir. Dişlerin birbirine sürtünmesi ile dişin enamel tabakası zarar görmektedir. Bu nedenle dişin sinir uçları zarar görerek hassasiyet gelişmektedir.
- Yanlış diş fırçalama teknikleri, diş fırçası kullanma ve sürekli olarak diş fırçalama gibi durumlar nedeniyle dişin dentin ve enamel adlı tabakaları zarar görmektedir. Tüm bu nedenlerden kaynaklı olarak dişte hassasiyet meydana gelmektedir.
- Düzenli olarak asitli yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi, diş minesine ciddi zararlar vermektedir. Bu nedenle diş hassasiyeti oluşabilir. Aynı zamanda asitli ağız çalkalama ürünleri de diş minesine zarar vereceği için, diş hassasiyetin oluşması kaçınılmaz bir durum hâline gelebilir.
- Bilinçsiz ve kalitesiz bir şekilde kullanılan diş beyazlatma ürünleri, diş hassasiyeti neden olmaktadır. Peroksitli ve sodalı beyazlatıcıların bilinçli bir şekilde kullanılması önerilir.
Diş Hassasiyeti İçin Alınacak Önlemler Nelerdir?
Diş hassasiyeti ciddi anlamda yaşam kalitesini düşüren bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığın en aza indirilmesi ve ortadan kaldırılması için alınacak başlıca önlemler bulunur. Bu önlemler hakkında bilgi verilecek olursa, şu şekilde belirtilebilir;
- Öncelikle bu rahatsızlığı yaşayan kişilerin uygun diş fırçası kullanması, alınacak önlemler arasında ilk sırada yer almaktadır. Yanlış diş fırçası kullanımı dişlere zarar vermenin yanı sıra diş hassasiyetini de neden olmaktadır.
- Diş gıcırdatma gibi sorunlar yaşayan kişilerin en kısa sürede bir hekimle danışarak, bu durumu ortadan kaldırmaları gerekir. Diş gıcırdatma, diş hassasiyetini oluşturmasının yanında baş, boyun ve çene bölgesinde de ağrılara neden olabilir.
- Sürekli olarak asitli yiyecek ve içecek tüketiminin azaltılması da, diş hassasiyetinin giderilmesi konusunda oldukça etkilidir. Asitli yiyecek ve içecek tüketecek kişilerin, pipet kullanması daha doğru bir tercih olacaktır.
- Diş hassasiyetine karşı doğru diş macununun kullanılması iyi bir tercih olacaktır. Araştırma yapılarak en doğru diş macununun bulunması gerekir.
- Diş hassasiyetini azaltmanın bir diğer önerisi ise, florür içeren diş ürünlerinin tercih edilmesidir.
Görüldüğü üzere diş hassasiyeti neden olur sorusuna verilecek birçok cevap bulunmaktadır. Diş hassasiyetine neden olan doğru nedenin bulunması ve etkili tedavinin başlaması için, diş hekiminden randevu alınması gerekir.
- Published in Genel
DİŞ ETİ NEDEN KANAR?
Diş eti neden kanar sorusuna verilecek birden fazla cevap bulunmaktadır. Diş eti kanamaları dişlerin çok sert bir şekilde fırçalanması, diş ipinin yanlış kullanılması ve birçok nedenden kaynaklanabilmektedir. Ancak sürekli olarak diş etlerinin kanaması gibi bir durumla karşılaşan kişilerin, diş hekimine başvurması gerekmektedir. Çünkü ciddi sağlık sorunlarının belirtisi olarak, diş eti kanamaları gösterilmektedir. Örneğin;
- Vitamin eksikliği gibi sorunlar yaşayan kişilerde, diş eti kanamaları çok sık rastlanmaktadır.
- Trombosit eksikliğinde de diş eti kanamalarına rastlamak mümkündür.
- Oldukça önemli olan lösemi hastalığının belirtileri arasında diş eti kanamaları gösterilir.
- Periodontitis gibi rahatsızlıkların belirtileri arasında diş eti kanamaları görülmektedir.
Yukarıda bahsedilen ciddi hastalıkların belirtileri arasında diş eti kanamalarının gösterilmesi, hafife alınmayacak bir belirti olmasını göstermektedir. Bu nedenle hiç vakit kaybetmeden diş eti kanaması yaşayan kişilerin, bir hekim ile görüşmesi gerekmektedir.
Diş Eti Kanamasının Yaygın Nedenleri Nelerdir?
Diş eti neden kanar sorusuna bağlı olarak gösterilen birkaç rahatsızlığın yanında, birbirinden farklı hastalıklarda diş eti kanamaları nedenleri arasında yer almaktadır. En sık görülen ve toplumda yaygın olarak gözlemlenen diş eti kanaması nedenlerinden bahsedilecek olursa, şu şekilde belirtilebilir;
- Diş plaklarını temizlenmemesi ve ağız bakımlarının yapılmaması gibi durumlarda, diş iltihapları meydana gelebilir. Oluşan iltihaplarından kaynaklı olarak diş etlerinde kızarma ve kanamalar en sık rastlanan nedenler arasında yer almaktadır. Diş eti kanaması ve diş iltihabı sorunu ile karşılaşan kişilerin hiç vakit kaybetmeden bir hekime başvurulması gerekmektedir. Diş eti iltihabı, ciddi diş hastalıklarının ilk aşamasıdır.
- Ağız ve diş sağlığının yeterli düzeyde yapılmaması, dişlerin bakımsız ve sağlıksız olmasa neden olmaktadır. Dişlerin günde iki kez fırçalanması, diş ipi kullanılması gibi ağız bakımlarının düzenli olarak yapılması gerekmektedir.
- Kullanılan bazı ilaçlar diş etlerinde kanama gibi sorunlara yol açmaktadır. Örneğin, kan sulandırıcı ilaçların hekim kontrolünde düzenli olarak kullanılması gerekir. Bu ilaçlar kanın pıhtılaşmasını önleyici olduğu için, diş eti kanamalarının daha çok ve ileri düzeyde olmasa neden olabilir.
- Yeterli ve dengeli beslenmek diş eti kanamalarını büyük ölçüde azaltmaktadır. Sağlıksız ve hazır gıdaların tüketilmesi, bu gıdalarda yer alan bazı maddeler nedeniyle diş eti kanamalarının meydana gelmesine neden olmaktadır.
- Gebelik döneminde diş etlerinde ciddi anlamda değişmeler gözlenebilmektedir. Özellikle diş hassasiyetinin meydana gelmesi, bu dönemde diş eti kanamalarına artırmaktadır.
- Diş eti kanamalarının bir diğer nedeni ise yoğun olarak yaşanan strestir. Stres bağışıklığın düşmesi gibi birçok sorunun nedeni olduğu gibi, ağız sağlığının kötüye gitmesine de neden olmaktadır.
- Besinlerin doğru ve uygun olarak tüketilmemesi gibi durumlarda, diş eti kanamaları meydana gelmektedir. Özellikle bir tarafa fazla basıncın uygulanması, diş eti kanamasını meydana getirebilir.
Diş Eti Tedavisi Nasıl Yapılır?Diş eti neden kanar sorusunun ve bu rahatsızlığın nasıl tedavi edileceği konusunda birçok bilgi bulunmaktadır. Aslında diş eti kanamalarını önlemenin ilk yolu kişisel ağız ve diş sağlığını düzenli olarak sağlamaktır. Diş eti sorunlarının yaşanmaması ve diş kaybının meydana gelmemesi için, yılda en az iki kez diş hekimine gidilmesi gerekmektedir. Ayrıca bir diş rahatsızlığı olan kişilerin hekimin önerdiği sıklıkta muayeneye gitmesi ve bu muayenelerini aksatmaması da oldukça önemlidir. Diş eti kanamaları bakteriyel ve mikrobik olarak gerçekleşebilir. Böyle bir durumda hekimin önerdiği gargaralardan kullanmak, bu rahatsızlığı büyük ölçüde azaltacaktır. Aynı zamanda düzenli olarak tuzlu su ile gargara yapmak da, diş eti kanamalarına önlemede yardımcı olabilir.
- Published in Genel
DİŞ BEYAZLATMA ZARARLI MI?
İnsanlar güzel ve sağlıklı dişlere sahip olmak isterler. Estetik açıdan güzel dişlere sahip olabilmek için en önemli şey, beyaz dişlerdir. Ancak ağız ve diş bakımına gerekli özenin gösterilmemesi, dişlerde renk değiştirmeye neden olmaktadır. Hatta bazı durumlarda diş fırçalamak bile, dişlerde sararmaya engel olamamaktadır. Bu durum ise günlük yaşantıda bazı insanların olumsuz bir şekilde etkilenmesine neden olabilmektedir. Dişlerinde hayal ettiği beyazlığı sahip olamayan kişiler, bir sohbet esnasında ya da fotoğraf çekilirken ağzını kapatarak dişleri gizleyebilirler. Bu durum bazı insanlarda özgüven kaybı ile birlikte, psikolojik sorunlara bile neden olan olumsuz durumlar yaşatabilir. Yaşamış olduğu bu durumdan rahatsız olan pek çok insan diş beyazlatma yöntemini uygulamak istemektedir. Ancak diş beyazlatma zararlı mı sorusunun cevabını merak etmektedirler. İstenilen beyazlıkta ki dişlere sahip olabilmek için diş beyazlatma yönteminin uygulanmasında herhangi bir zararlı sonuç meydana gelmemektedir. Bu yöntem ile diş yüzeylerine uygulanan işlemler sonucunda, çeşitli nedenlerden dolayı diş yüzeylerinde sararmaya neden olan etmenler giderilmektedir. Böylece başarılı bir şekilde dişlerin beyazlatılması işlemi gerçekleşir. Diş beyazlatma yöntemi ile sararan dişlerin 2 ya da 3 ton kadar açılabilmesi mümkün olmaktadır. Bu yöntem, diş kaplama yöntemi ile kıyaslandığında daha ekonomik fiyatlarda gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca daha kolay bir şekilde ve dişlerde aşındırmaya neden olmadan, uzman diş hekimleri tarafından uygulanabilir.
Diş Beyazlatma Güvenli Mi?
Diş beyazlatma zararlı mı sorusu günümüzde en çok merak edilen olan sorular arasında yer almaktadır. Uzman diş hekimleri kontrolünde uygulanan ve tedavi aşamalarından prosedürlere uygun bir şekilde gerçekleştirildiği takdirde herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Bu şekilde güvenli bir yöntem olarak karşımıza çıkar. Diş yapısında kalıcı hasarlara ve herhangi bir değişikliğe neden olmaz. Diş beyazlatma yöntemi, diş minesine uygulanan bir işlemdir. Mine içerisinde bulunan küçük partiküllerin içerisinde yer alan sıvının ağartılma işlemi olarak ifade edilebilir. Böylelikle dişlerin beyazlatılması sağlanır. Bu yöntem içerisinde diş hekimleri tarafından kullanılan bütün malzemelerin insan sağlığı açısından herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Bu yöntem ile beyazlatılan dişler, zaman içerisinde kullanıma bağlı olarak tekrar renk değiştirdiğinde, diş beyazlatma yönteminin yeniden uygulamasında hiçbir sakınca yoktur. Diş hekimleri tarafından uygulanan bu yöntem sonrasında, herhangi bir yan etki gözlenmez. Ancak dişlerde hassasiyet görülebilir. Çok sıcak ve soğuk yiyeceklere karşı duyulan bu hassasiyet, yaklaşık 2 gün içerisinde düzelme gösterecektir.
Diş Beyazlatma Yöntemleri Nelerdir?
Diş beyazlatma yöntemleri iki şekilde olabilmektedir. Bu yöntemlerden ilki diş hekimleri tarafından uygulanmasıdır. Diş hekimleri tarafından uygulanan beyazlatma işleminin yanında, eczanelerden ya da marketlerden satın alınabilen diş beyazlatma kitleri bulunmaktadır. Ancak bu şekilde diş beyazlatma zararlı mı sorusu akıllara getirilmektedir. Diş hekimleri tarafından beyazlatma kitlerin kullanılmamasına yönelik bir uyarı söz konusu değilse, bu kitlerin kullanımında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Eczanelerden temin edilebilen diş beyazlatma tozları, dişin üst kısmına yok etmektedir. İlk kullanımda beyaz bir etkiye neden olsa da, zaman içerisinde hızlı bir şekilde dişlerde sararmalar görülebilir. Tüm bunlar ile birlikte diş beyazlatma için insanlar tarafından tercih edilen karbonat kullanımı da, diş hekimleri tarafından önerilen bir yöntem değildir. Çünkü kullanım sonrasında sert yapıda bulunan diş minesini aşındırma gibi olumsuz durumlar ortaya çıkabilir. Bu doğrultuda diş hekimleri tarafından uygulanan beyazlatma yöntemi en güvenli seçenek olacaktır. Ayrıca hekimler tarafından önerilen malzemelerinde kullanılması, ağız ve diş sağlığı bakımından büyük önem taşımaktadır.
- Published in Genel
DİŞ BEYAZLATMA KALICI MI?
Dişleri beyazlatmak için farklı yöntemler bulunmaktadır. Ancak diş beyazlatma kalıcı mı sorusu, bu yöntemleri uygulamak isteyen kişiler tarafından merak edilmekte ve sıklıkla araştırılmaktadır. Diş hekimi tarafından uygulanan profesyonel beyazlatma yöntemi ile kalıcı olan beyaz dişlere kavuşabilmek mümkün olmaktadır. Bir diğer yöntem ise diş hekimi tarafından önerilebilen ve evde pratik bir şekilde uygulanabilen diş beyazlatma sistemleridir. Kalıcı diş beyazlatma yöntemiyle, dişlerin doğal rengini yitirmesi durumunda beyaz dişlere kavuşulmaktadır. Aynı şekilde estetik açıdan güzel bir diş görünüme sahip olmak isteyenler tarafından da bu işlem gerçekleştirilebilir. Diş hekimleri tarafından uygulanan diş beyazlatma yöntemleri, ağrısız ve acısız bir şekilde gerçekleştirilir. Bu işlem gerçekleştirilirken kullanılan malzemelerin kaliteli olması, kalıcı bir beyazlığı da beraberinde getirecektir.
Diş Beyazlatmadan Sonra Dişler Eski Haline Döner Mi?
Diş beyazlatma kalıcı mı endişesi içerisinde olan kişiler, bu işlem sonrasında dişlerin eski hâline dönüp dönmeyeceğini merak etmektedir. Dişlerde zaman içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı sararmaların meydana gelmesi kötü bir görüntünün ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu durum insanların yaşantısının çoğu zaman olumsuz etkilemekte ve beyaz dişlere sahip olabilmek için, diş beyazlatma yöntemini tercih etmesine neden olmaktadır. Diş beyazlatma yöntemi sayesinde, beyaz görünen dişlere sahip olmak mümkündür. Bu yöntem sonrasında kalıcı bir beyazlığı sağlayabilmek için, kişilere büyük bir pay düşmektedir. Çünkü sigara, kahve gibi dişlerde renk değişimine neden olan yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi durumunda, gerekli ağız bakımının yapılmaması dişlerin eski hâline dönmesi neden olur. Ağız ve diş sağlığına gereken özenin gösterilmesi, dişlerde kalıcı bir beyazlık sağlanabilmesi fırsatını sunar.
Diş Beyazlatma İşleminden Sonra Nelere Dikkat Edilmesi Gerekir?
Pek çok kişi tarafından merak edilen diş beyazlatma kalıcı mı sorusunun cevabı, gerekli ağız ve diş bakımının yapılması durumunda kalıcı bir beyazlık sağlanabilir şeklinde ifade edilebilmektedir. Bu işlem sonrasında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunur. Açıklanacak olursa;
- Diş beyazlatma yöntemi sonrasında alkol ve sigara tüketimine dikkat edilmesi gerekmektedir. Çünkü bunların tüketilmesi hâlinde, dişlerin eski hâline dönme durumu ortaya çıkacaktır.
- Dişlerde renk değiştirmeye neden olabilecek içeceklerin tüketilmesi doğru olmamaktadır. Özellikle çay, kahve ve kola gibi içeceklerin tüketimine dikkat edilmelidir.
- Eğer evde beyazlatma yöntemi gerçekleştirilecekse, bu işlemde kullanılacak olan ilaçların diş hekimi tarafından önerilmesi gerekir. Çünkü yanlış bir kullanım sonucunda dişlerde hassasiyet görülebilmektedir. Soğuk ve sıcak yiyeceklere karşı hassasiyetin oluşmaması için, dikkatli bir şekilde ilaç kullanımının gerçekleştirilmesi gerekir.
- Kalıcı bir beyaz elde edebilmek için, her gün düzenli bir şekilde ağız ve diş bakımının gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir. Bu sayede dişte meydana gelen renk değişimlerinin oluşumunu yok edebilmek mümkün olabilir.
- Gerek lazer yöntemi ile diş beyazlatma işlemi gerekse evde beyazlatma işlemi yaptıran kişilerin, bu işlemler sonrasında dikkat etmesi gereken en önemli şey, doktorun önerisine harfiyen uymaktır. Eğer kalıcı bir beyazlık sağlanmak isteniyorsa, doktor önerileri önemsenmelidir ve eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır.
Yapılan araştırmalara göre diş beyazlatma yöntemi sonrasında beyaz dişlere sahip olan kişilerin %75’i kalıcı bir beyazlığa ulaşabilmektedir. Fakat %25’lik olan kısımdaki hastalar ise 6 ayda bir yaptırdığı beyazlatma işlemi sayesinde, arzu ettiği beyazlığı elde etmektedir. Bunun nedeni ise doktor önerilerinin gerektiği gibi gerçekleştirilmemesidir. Diş beyazlatma yönteminde kalıcı sonuçlar elde edebilmek için, lazer ile yapılan işlemler en doğru tercih olacaktır. Tüm bu işlemler uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Beyazlatma işlemi sonucunda ağız ve diş sağlığını kötü etkileyen herhangi bir durum ile karşılaşılmamaktadır.
- Published in Genel
AMALGAM DOLGU ZARARLI MI?
Amalgam dolgu zararlı mı sorusu son zamanlarda sıklıkla rastlanılan konulardan bir tanesidir. Yeni gelişmiş dolgu yöntemleri bulunmadan önce, bu dolgu çeşidi birçok hastada uygulanmıştır. Geçmişi 150 yıl öncesine dayanmaktadır. Halk arasında gri, gümüş ve metal dolgu olarak bilinmektedir. Özellikle herkes büyükanne ve büyükbabalarında metal olan bu dolguları görmüştür. Kullanımının bu kadar yaygın olmasının yanında, son zamanlarda içinde bulunan civa nedeniyle, sağlık konusunda zararlı olup olmadığı ile ilgili tartışmalar ortaya çıkmıştır. Birçok sağlık örgütünün açıkladığı bilgiye göre, 6 yaş üstü çocuklar ve yetişkinler için kullanılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Amalgam Dolgu Nedir?
Amalgam dolgu birçok metalin karıştırılması sonucu meydana gelen bir yöntemdir. İçerisinde çinko, bakır, kalay, gümüş ve civa bulunmaktadır. Bu metallerin oranları, dolgulara göre değişiklik göstermektedir. Gelişen teknoloji ve kompozit dolguların daha öne çıkması nedeniyle, gri renge sahip amalgam dolgulara olan ilgi giderek azalmıştır. İçeriğinde civanın olmasından dolayı sağlık konusunda endişe duyan kişiler, kompozit dolgular yönelmiştir. Bu nedenle çok eski bir geçmişe dayanan amalgam dolgular, eskisi kadar tercih edilmemektedir. Ancak bazı hastaların dişleri kompozit dolgulara uygun olmayabilir. Amalgam dolguların bu hastalar için avantajlarından bahsedilecek olursa;
- Amalgam dolgular daha dayanıklı ve uzun süreli bir kullanım sağlamaktadır.
- Dişin özüne herhangi bir zararı bulunmamaktadır.
- Dişe adaptasyon ve kolay bağlanma bakımından hızlı bir tedavi süreci sağlanır.
- Amalgam dolguların kullanılması ve hazırlanması oldukça hızlıdır.
Amalgam Dolgular Çıkarılmalı Mıdır?
Amalgam dolgu zararlı mı ve dolguların çıkarılması gerekir mi sorusu gündemde olan konular arasında yer almaktadır. Amalgam dolgular sağlamsa ve alt kısmında herhangi bir diş çürüğü bulunmuyorsa, çıkarılmasına gerek yoktur. Sağlam olan dolguların çıkarılması sırasında, dolgunun içinde yer alan cıva buharlaşabilir ve hastaya zarar verebilir. Bazı hastalar amalgam dolguların içinde yer alan metallere ve en önemlisi cıvaya alerji geliştirebilir. Bu nedenle alerjisi olan hastaların amalgam dolgular yerine kompozit dolguları tercih etmesi daha doğru bir tercih olacaktır. Amalgam dolgunun çıkarılıp çıkarılması konusunda diş hekimi ile görüşülmesi büyük önem arz etmektedir. Her kullanılan malzemenin avantajı ve dezavantajları bulunabilir. Ağız ve diş sağlığının oldukça önemli olması nedeniyle, kullanan amalgam dolguların çıkarılması ve amalgam dolgu yapılması gibi işlemler, diş hekimlerinin mesleki bilgileri ile gerçekleşebilir. Hangi hastalara kullanılacağı konusunda gerekli bilgiye sahip olan hekimler, hastaları bu konuda bilgilendirecektir.
Amalgam Dolguların Neden Zararlı Olduğu Söylenmektedir?
Amalgam dolgu zararlı mı konusu içeriğinde bulunan cıva nedeniyle ortaya çıkmıştır. Cıvanın birçok çeşidi bulunmaktadır. Amalgam dolguların içinde bulunan elementel cıva, düşük miktarda olsa da cıva buharı salmaktadır. Yüksek miktarda cıva buharına maruz kalan hastalarda, akciğer ve böbrek sorunları ortaya çıkmaktadır. Normalde elementel cıva tek başına olduğunda cıva buharı salgılanmaktadır. Ancak amalgam dolgularda cıvanın, diğer metaller ile birleştiğinde cıva buharı salma gibi bir durumu söz konusu olmamaktadır. Yapılan araştırmalar amalgam dolgularda salınan cıva buharının, herhangi bir zararının olmadığı yönündedir. Aynı zamanda hamile ve emziren annelerde yapılan amalgam dolguların bebeğe herhangi bir zararın olmadığı konusunda da yapılan araştırmalar bulunmaktadır. Amalgam dolguların zararlı olduğu konusu tamamen kulaktan dolma bir söz olmaktadır. Dolgularda kullanılan metallere karşı alerjisi olan hastaların amalgam dolgular yerine kompozit dolguları tercih etmesi gerekmektedir. Böylelikle amalgam dolguların alerjik reaksiyon göstermesi engellenebilir. Bu noktada herhangi bir zararlı bulunmayan amalgam dolgular, diş hekimleri önerdiği sürece uygulanabilir.
- Published in Genel
AĞIZ KOKUSU NEDEN OLUR?
Ağız kokusu neden olur sorusuna verilecek birden fazla cevap bulunmaktadır. Yenilen besinler ve sağlıksız yaşam şartları nedeniyle ağız kokusu meydana gelebilir. Aynı zamanda ağız ve diş sağlığına yeterli özeni göstermeyen ve düzenli olarak diş fırçalamayan kişilerde, ağız kokusunun meydana gelmesi kaçınılmazdır. Ancak yeterli bakımı ve temizliği yapılmasına rağmen, uzun süre devam eden ağız kokusunun altında yatan bir hastalık olabilir. Çeşitli hastalıklar ağız kokusuna neden olmaktadır. Uzun süre geçmeyen ve rahatsız eden ağız kokusunun mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Sabah uyanıldığında ağızda kötü kokunun meydana gelmesi, uzmanlar tarafından normal olarak karşılanmaktadır. Çünkü akşam yenilen yiyeceklerin atıklarının birikmesi nedeniyle bu koku meydana gelebilir. Diş fırçalama işlemi ve ağız temizliği yapıldıktan sonra koku kendiliğinden kaybolacaktır. Genellikle ağız kokusunun nedenleri arasında diş ve dişeti hastalıkları bulunmaktadır.
Ağız Kokusuna Neden Olan Hastalıklar Nelerdir?
Ağız kokusuna neden olan birden fazla hastalık söz konusudur. Bu hastalıkların bazıları ciddi rahatsızlıklar olsa da bazıları kendiliğinden geçmektedir. Ağız kokusu neden olur sorusu kapsamında dikkate alınacak hastalıklardan bahsedilecek olursa;
- İlk sırada diş çürükleri ve diş eti hastalıkları yer almaktadır. Zamanla diş çürüğünden kaynaklanan diş oyukları, yeterli bakımını yapılmaması nedeniyle yemek atıklarını biriktirebilir. Böylelikle ağızda rahatsız edici ve kötü bir koku oluşabilir.
- Dikkate alınacak bir diğer nedeni ise, ağız içi mantar enfeksiyonlarıdır. Bilindiği üzere mantar enfeksiyonları, tedavi edilmediği sürece artış gösterebilir. Bu nedenle böyle bir rahatsızlığı olan kişilerin hiç vakit kaybetmeden tedaviye başlanması gerekir.
- Diyabet hastalıklarında ağız kokusu çok sık rastlanmaktadır.
- Uzun süre aç kalma, oruç tutma gibi durumlar sırasında ortaya çıkan ağız kokusu gayet normaldir.
- Sinüzit gibi rahatsızlıklar nedeniyle hastalarda ağız kokusu gelişebilir.
- Alkol, sigara ve tütün kullanımı ciddi anlamda ağız kokusuna neden olmaktadır. Bu maddelerin ağızda bıraktığı kokular rahatsız edici olabilir.
- Bademcik iltihabının çok yoğun olması nedeniyle ağızda koku meydana gelmektedir.
- Böbrek rahatsızlıkları olan hastalarda ağız kokusu oluşabilmektedir.
- Ağız kuruluğu yaşayan kişilerde, çok sık şekilde ağız kokusu meydana gelir.
- Mide ve bağırsak sistemi hastalıkları bulunan kişilerde, ciddi anlamda ağız kokusu ortaya çıkmaktadır.
Ağız Kokusunun Nedeni Nasıl Anlaşılır?
Ağız kokusunun nedeninin öğrenilmesi tedavi açısından oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Öncelikle ağız kokusunun diş ve diş eti rahatsızlıklarında meydana geldiğinden şüphelenen hastaların, en yakın zamanda diş hekiminden randevu alarak muayeneye gitmesi gerekmektedir. Diş hekimi gerekli muayeneleri yaptıktan sonra ağız kokusunun ortadan kaldırılması için hastaya ilaç verebilir veya öneride bulunabilir. Diş hastalıklarının yanı sıra, ağız kokusuna neden olan diğer hastalıklardan şüphelenen kişilerin, ilgili bölümlere muayeneye gitmesi gerekmektedir. Alınan kan tahlilleri neticesinde ağız kokusunun nedeni ortaya çıkmaktadır. Bu sayede gerekli tedavinin başlatılması ve ağız kokusunun ortadan kalkması sağlanır.
Ağız Kokusu Nasıl Tedavi Edilmektedir?Ağız kokusu neden olur ve nasıl tedavi edilir konusunda yapılan araştırmalar, kişisel bakım ve hijyenin önemli bir yeri olduğunu göstermiştir. Ağız kokusu diş ve diş eti hastalıklarından kaynaklanıyorsa, günlük olarak yapılan ağız ve diş temizliği, bu kokuyu büyük ölçüde azaltacaktır. Aynı zamanda florür içeren diş macunlarının kullanılması gibi işlemlerde ağız kokusunun ortadan kalkmasına yardımcı olmaktadır. Gün içinde yeterli miktarda su tüketimi, ağız kuruluğuna bağlı olan kokuyu ortadan kaldırmaya yaramaktadır. Yeterli miktarda ağız ve diş bakımının yapılmasına ya da su tüketiminin olmasına rağmen ağız kokusu gitmiyorsa, diğer hastalıkların tanısı için hekimlere başvurulması gerekir.
- Published in Genel
ESTETİK DOLGU / ÖN DİŞ DOLGUSU / BONDİNG UYGULAMASI NEDİR? ÖN DİŞ DOLGUSU NASIL YAPILIR?
ÖZET: Ön diş dolgusu(bonding uygulaması) diş yüzeyinin aşındırılmadan estetik dolgu ile ihtiyaca uygun olarak restore edilmesidir.
Uygulaması: Dişler izole edilir, ilgili diş jel ile pürüzlendirilir ve bond (yapıştırıcı ajan) sürülerek ışınlanır. Daha sonra ihtiyaca yönelik (renklenmeler, çatlaklar, kırık tamiri, estetik görünüm) restorasyon yapılır. Diş başına ortalama 30-60 dk da tamamlanır.
Estetiğin ve diş estetiğinin önem kazandığı günümüzde gülüş tasarımı uygulamaları ön plana çıkmıştır. Gülüş tasarımı porselen lamineler(yaprak porselen) veya kompozit lamineler ile yapılabilir.
Ön diş dolgusu/ bonding/ kompozit dolgu eş anlamlıdır.
- Bu uygulama ile ; çürük onarımı
- Renk iyileştirilmes
- Dişler arası boşlukların kapatılması
- Harmonik ve doğal bir gülüş sağlanabilir.
Ön diş dolgusu ne kadar dayanır?
Kullanıma ve beklentiye bağlı olarak 3-10 yıl kullanılabilir
Ön diş dolgusu fiyatları nedir? Porselen laminelere göre daha ekonomiktir, muayeneden sonra hangi laminenin sizin için daha iyi olduğuna karar verilir.
- Published in Genel
İLK İZLENİMDE GÜLÜMSEMENİN ROLÜ
Sosyal hayatımızda birçok kişiyle tanışıyoruz. Bazen hayatımızın fırsatı olabilecek görüşmeler yapıyor, mülakatlara katılıyoruz. Bu görüşmelerde kalıcı bir ilk izlenim oluşturabilirsek şansımız artıyor. Kısa bir süremiz var ve hayatımızın fırsatını elde etmeliyiz. İşte bu noktada elimizdeki en önemli şeylerden biri bembeyaz kendine güvenen bir gülüştür. İnci gibi dişlerimizle karşımızdakini etkileyebiliriz.
American Academy of Cosmetic Dentistry‘nin yaptığı araştırmada katılımcıların %45’i ilk izlenimde en önemli şeyin güzel bir gülümseme olduğunu bildirmişler.
Katılımcılar genç görünümün, zamana karşı koyabilmenin yolunun güzel bir gülümsemeden geçtiğini belirtmişler.
Katılımcıların %80’i genç gülüşü korumak istediklerini yaklaşık %65 i ise güzel bir gülüş için para harcamaktan kaçınmayacağını bildirmiş. Yaşlandıkça saçların azalması, fazla kilolar, gözaltı çizgileri gibi istenmeyen durumları ise güzel bir gülüşü kaybetmekten daha az önemsemişler.
Kadınların güzel bir gülüşe daha fazla önem verdiği bildirilmiş.
Dişlerini ve gülüşünü beğenmeyen kişiler gülüşünü saklar ve güvensizlik duygusu oluşturur. İnsanları etkilemekte en önemli şeylerden biri içten ve dolu dolu bir gülüştür. Gelişen teknoloji ile size özel ve sonuçları öngörülebilir bir gülüş tasarımı ile kısa sürede istediğiniz gülüşe sahip olabilirsiniz.
Aklınıza takılanları yorumlara yazabilir veya bizimle irtibata geçebilirsiniz. Mutlu gülüşler…
- Published in Genel